7 Şub 2008

ilk mim şeysim :D

blog hayatımda ilk defa mimlendim...
bu ilk'i gerçekleştiren çileklisüt'e sevgilerimi gönderiyoruum...
- bloğumun formatı sana kurban olsun... :)))



mim konusu: "seçtiğin renkli bir resim"



- iskenderun'dan bir manzara -

not: sanırım benim de birilerini mimlemem gerekiyor ama blogdaşım yok!!! nolcek şimdi?
bir çözüm bulana kadar burası boş kalsın...



16 Oca 2008

zaman,cemaat zamanıdır!


Nerede benim rizam icin birbirini sevenler?
Benim golgemden baska bir golgenin bulunmadigi bir gunde onlari kendi golgemde golgelendirecegim.
(Hadis-i Kutsi)
"Dusuncelerle bir araya gelmis ve cemaat olusturmus 5-10 fert, insanligi asirlar boyu hep aydinlik iklimlerde dolastiran Ebu Hanife, Muhammed Bahauddin Naksibendi, Abdulkadir Geylani, Imam Gazzali ve emsali kimselere nasip olan mazhariyetlerin cok cok otesinde, mazhariyetlere sahip olabilirler. Bu o buyuk zatlari tezyif veya misyonlarini inkar olarak anlasilmamali; Allah ( c.c)'in cemaate hususi ihsani seklinde yorumlanmalidir."

Mevlana gibi yuce bir sahis devrimizde yasiyor olsaydi; cagimizdaki tehlikelerin farkina vardiginda umulur ki, o da bireysel maneviyattan cikip CEMAAT halinde bulunmanin ancak bu cagda ayakta kalabilmenin bir yolu oldugunu soyleyecektir.

Not: Eski zamanlarda kisinin tek basina kendisini yetistirmesi kolay oldugundan, manevi acidan kendilerine ceki duzen vermek isteyenlerin bir yerde inzivaya cekilmeleri yeterli olabilirdi. Ama dunyanin bir koy haline geldigi ve surekli insanlarla muhatap olunarak ilerlemelerin kaydedilebildigi cagimizda INZIVA hayatinin yasanilmasi dusunulemez. Bu devirde tek basina kalan bir insan, nefisinin ve seytanin buyruklarina cok fazla direnemeden eriyip gidebilir. Onun hatalarini duzeltecek HAYIRHAH'lari bulunmadigi muddetce kisinin basina daha da kotusu gelebilir. Bu, manevi olarak kayip gittiginin farkina varilmamasidir. Mesela, ilk basta namazi birakan bir insanin sonralari namaz kilmamayi normal olarak gormesi ve bundan istirap duymamaya baslamasidir.

Peki eski zamanlardaki tehlikelerden daha fazlalari neler? Bir carsiya ciktiginizda bircok bayanin namahrem yerleri istemeseniz bile gozunuze carpar. Boyle durumlarda istememek bile buyuk bir basaridir. Televizyonu acarsaniz, gozunuzun harama takilmamasi mumkun degildir. Okula giderseniz, hakeza oyledir. Bu devirde gunahlardan korunmak icin ancak dagda bir kulubede yasamak gerekir. Bu da gunluk yasantimizin devami icin mumkun olmadigindan dolayi insan eski zamanin aksine bu gunahlardan korunmak icin bireysellikten cikip CEMAAT icerinde girmelidir.

Nasil ki, bir cay birakildiginda sogumaya baslar, insan da boyledir. Ortam, insanin maneviyatini surekli olumsuz yonde etkileyerek, onun sogumasina meyilli olarak yaratilmistir. Buna care ise bu maneviyati surekli canli tutmak, daha dogrusu demligin altini surekli acik birakmaktir. Kisisel basari ile de bu mumkun olamayacagindan dolayi, maneviyattaki sureklılık ancak CEMAATLE mumkundur…

Bir tek agaci dusunun… Agac ne kadar buyuk de olsa tek basina bir yagmur bulutunu kendisine cekmesi mumkun degildir. Ama yagmur ormanlarindaki birliktelik sayesinde yagmur bulutlari bu ormanlarin uzerlerine gelip yagmurunu bosaltmaktadir.

Cemaatte ise kisi her ne kadar bozuk da olsa, etrafindaki insanlari ornek alma gibi bir durum soz konusu olabilir. Onu surekli hayra cagiran insanlar da bulunmaktadir. Kendisin cok buyuk gunahlari oldugu halde, belki de Allah tarafindan sevilmese bile, sirf Allah'in sevdigi kullar arasinda bulundugundan dolayi Allah rahmet nazari ile bakabilir, etrafindaki iyi insanlar sebebiyle onu da affedebilir.

Bir insan tek basinayken yaptigi gunah tekildir, yaptigi hayir da tekildir. Cemaatte ise durum farklidir; cemaat icinde bulunan bir kisinin yaptigi gunah tekil, yaptigi hayir ise umumidir. Yani her sahsin yaptigi hayir herkese miktari eksilmeksizin SAMIMIYETLERI OLCUSUNDE dagitilir. Bu sayede Allah insanlari birlik halinde olmayi tevsik etmistir. Oyle ki, insan oldukten sonra bile mensubu bulundugu cemaatte bulunan herkesin yaptigi hayirlar ona yazilmaya devam edilir…

Dogadaki kanun da boyledir. Tek basina yasayan hayvanlar, toplu halde yasayanlara gore cok daha zayiftirlar ve avcilari tarafindan cok kolay pusuya dusurulebilir, yenebilirler. Toplu halde yasayanlar ise kendi aralarindaki guclu etkilesim ve haberlesmelerle dusmanlara karsi gayet iyi direnebilirler.

Iki fert, ayri ayri olduklarinda 1'i asamazken, yan yana gelince "11" olur. Uc ayri '1' yan yana geldiginde "111"e ulasir. Simdi, basitce rakam oyunlariyla ifade etmeye calistigimiz bu durumu, karanlikta elinde mes'ale tutan bir kisinin meydana getirecegi aydinlikla, 11 ya da 111 kisinin meydana getirecegi aydinligi mukayese ederek dusunun! Bir hazineyi kaldirmada da ayni durum soz konusudur. Buna bir de, pazu kuvvetinin yaninda kabiliyetlerin, ilmin, idrakin ve dusuncelerin ittifakinin eklendigini dusunun! Ayrica bir de, gaye ve ideal birligi, cehd ve azim musterekleri de varsa, iste o zaman, gercekten toplarin sindiremeyecegi olcude gurul gurul ses getiren yureklerin gucu kendiliginden ortaya cikar.

Aynen bunun gibi, ic alemlerinin, ruh ve kalp dunyalarinin hayat dereceleri cok ulvi olan ve simalarinda melek cehrelerini musahede edebilecegimiz arkadaslarin, sefkat, merhamet ve nurdan tebessumlerle suslenmis aydin bakislari altinda isiklasmalarin yasandigini dusundukce, seytanin aldatmalarina ve gunahlarinin yikiciligina karsi nasil bir atmosfer icinde bulundugumuzu daha iyi anlariz. Bu atmosfer icinde direnc kazanacak olan zayif kalp ve iradelerimizin, fer ve kuvvetinin arttigini ve zulcenaheyn, yani iki kanatli, cift yonlu bir kuvvete sahip oldugumuzu hissederiz.

Cemaatin, cemaat olmanin yaninda, cemaat prensipleri ile yurumesinin de insan ve topluma kazandirdigi pek cok sey vardir. Bunlar bilhassa globallesen bir dunyada, bugun daha fazla ehemmiyet kazanmis durumdadir. Soyle ki; fert, dahi bile olsa ve dahiyane tesebbusleriyle ortaya harikulade isler dahi koysa, cemaat dusuncesi ve beraberligi ile ortaya konan seyler, onu rahatlikla cok gerilerde birakir. Zira, bir Arap atasozunde de ifade edildigi gibi "iki kafa bir kafadan hayirlidir." Kafa yani dusunen beyin sayisi, alinan kararlari uygulamada omuz veren insan sayisi ne kadar cogalirsa, ortaya konan performans dogrultusunda istenilen neticeye ulasmak da o kadar kolay ve mukemmel olur. Butun bunlari, tek bir ferdin -dahi de olsa- basarmasi, yapmasi dusunulemez.

Ayrica cemaat halinde veliligi temsil eden kisiler gurur, fahr ve ucb (kendini begenme) icine de girmez, hatta giremezler. Zira o gayeye ulasmada ve o noktaya yukselmede kendisinin oldugu kadar cemaatin sair fertlerinin de payi vardir ve belki de onunkinden daha yuksektir. Burada goruldugu gibi cemaat icinde bulunma, ayni zamanda ucb, gurur, fahr gibi ahlak-i seyyienin de onunu kesebiliyor.

Cemaat kavramini anlatmaya calistigimiz bu fasilda, uzerinde mutlaka durulmasi gereken bir baska nokta da; Allah'in inayetinin cemaat uzerinde tecelli etmesi gercegidir. Allah Rasulu ( s.a.s) buna "Allah'in inayet ve kudreti cemaatle beraberdir" (Tirmizi, Fiten, 7; Nesei, Tahrim, 6) hadisleri ile isaret buyurur. Bu ise nihayetsiz acz u fakr icinde bulunan insanin nihayetsiz guc ve kudrete sahip olan Allah'in destegi ile yurumesi, is yapmasi demektir.

"Ummetim dalalet uzerine ictima etmez" hadisi zaviyesinden cemaat gercegine bakilacak oldugunda, yanilma oraninin cemaatlerde daha az olacagi da unutulmamalidir.

Gun gelecek, eliniz, ayaginiz, gozunuz, kulaginiz, kisaca butun azalariniz fayda vermez olacak ve o zaman arkadaslarinizin elleriyle tutacak, onlarin ayaklari ile yuruyecek ve gozleriyle gorup, kulaklariyla isiteceksiniz. Oyleyse, simdiden sadik arkadaslar edinmege bakin. Zannediyorum, "Sadiklarla beraber olun!" ayeti bu hakikata isaret etmekte!

Once surasi iyi bilinmelidir ki, bir ferd, dalalet adina tahripkar cemaatler karsisinda tek basina mukavemet edemez. Bir insan, 'gavs' bile olsa, sahsi dehasiyla, kultur ve ilim dunyasiyla, hatta kesif ve kerametleriyle asrimizin dalaletleri ve gunah tufanlari karsisinda tek basina yasayamaz; yasasa da, suruden ayri kaldigi icin her zaman kurtlara yem olabilir. Ayrica, cemaat icinde bulunmanin getirecegi feyizlerden, saglayacagi avantaj ve lutuflardan da mahrum kalir. Ayaklari cemaat zeminine basmayan insan, ayaklar altinda bir yaprak ve bir tuy gibidir; bu yandan uflesen ote yana, ote yandan uflesen bu yana savruluverir. Bu yuzdendir ki, Gavs-i A'zamlar, Imam-i Rabbaniler, Muhyiddin Ibn Arabiler bile bu asirda yasasalardi, herhangi bir cemaatin bir uzvu olmak isteyeceklerdi. Sahabe devrinin o en kuvvetli, en iktidarli ve meleklere parmak isirtacak insanlari bile cemaatlesme ve birlik teskil etme luzumunu duymuslardi. Bu sebeple, hasimlarimizin ictimai kanal ve kollarla gececegimiz yollarda kurduklari sayisiz tuzaklara ve onlarin cemaatce hucumlarina, ayrica, manevi hasimlarimiz olan seytana, nefse ve gunah tufanlarina karsi yem olmaktan, bogulmaktan bizi koruyacak en muhim siginak, cemaatlesmedir. Evet, bu fikre davet, gunumuzun en hayati mes'eleleri arasindadir.

Hadisin beyaniyla, Allah'in rahmeti cemaatle beraberdir. Cemaat uzerinde dolasan bir bulut, adeta altina girene rahmet yagdirir. Bir kisinin duasi, sadece bir ferdin duasi olup, tasidigi rahmet damlalari da o kadardir. Halbuki, tam olarak ittihad etmis, agiz gonul birligi icindeki bir cemaatin duasinin karsiligi, tek tek her ferde inen miktarin kat kat ustundedir ve saganak saganaktir. Eger rahmete acik semereli bir agac olmak istiyorsaniz, orman icinde bir agac olmaya bakiniz; tek basiniza kaldiginizda hicbir rahmet dusmez.. kuruyup gidebilirsiniz; ama ormana mutlaka rahmet inecek ve siz de o rahmetten bol bol yararlanacaksiniz. Yine diyelim ki, siz bir sivilsiniz, silahiniz yok; kuvvet ve kudretiniz de sermayeniz kadar.. Oysa, askerde tek basiniza bile olsaniz, iktidariniz, silahiniz, ferdi kabiliyet ve cesaretinizin yanisira, icinde bulundugunuz birligin kuvvet ve iktidarini da yaninizda bulur ve yerinde bir pasayi, hatta bir orduyu bile esir edebilirsiniz.

Ister hayir adina, isterse ser adina olsun, her hal u karda cemaatin isgucu ve te'siri her turlu tasavvurun ustunde oldugu gibi, boyle bir sahs-i manevinin Allah'a teveccuh edip yalvarmasi da, Cenab-i Hakk'in rahmetini ihtizaza getirmesi ve Ilahi imdada vesile olmasi bakimindan cok onemlidir. Hatta o kadar ki, ehl-i dalalet bile bir cemaat halinde dua etse, bazi ahvalde sizin tek basiniza yaptiginiz dualari geri cevirebilir. O halde, dalalet cemaatlerine karsi mukabele ve mukavemet edebilmek icin, mu'minlerin de cemaatlesmeye, cemaat halinde mudafaaya ve cemaat ruhuyla duaya ihtiyaclari vardir.

Cemaat icinde bulunmanin bir buyuk faydasi da sudur: Kisinin masiyetleri, gunahlari, dualarinin kabul semasina yukselmesine engel olabilir; cemaatin dualarinin kabul olacagi ise, kat'i gibidir. Bir kudsi hadisde Allah (cc) soyle buyurur: "Humu'l kavmu la yeska bihim celisuhum- Onlar oyle bir cemaattir ki, onlarla bir arada bulunan bedbaht olmaz." Evet, gul bahcesinde bulunan, hic olmazsa o bahcenin kokusundan istifade eder.

Cemaat, Ilahi rahmeti cazibesi ve duasiyla davet edip sinelere ulastirmada vasita oldugu gibi, bela ve musibetlerin def'ine de onemli bir vesiledir. Sema, kendine acilan semavi simalilarin elleri ve gonulleriyle cok alakadardir. Evet, cemaat halinde dua ve yakaris, Rahmete acilan avuclara semavi tebessumleri celbederken, ayni zamanda yere uzanan afet ve musibetlerin de def'ine sebeptir.

Peki hangi cemaat? Bu konuda belli bir yonlendirme yapilmasi yanlis olur. Her insan kendi fikirlerine, yasam tarzina ve dogruluguna inandigi bir topluluga girebilir. Onemli olna FERDIYETten uzaklasmak, CEMAATin feyzi ve bereketinin yaninda daha guvenli olmaktir.

Bir gun hesaba cekilecegiz, Allah korusun, gunahlarimiz agir basarsa belki icinde bulundugumuz CEMAATte Allah'in razi oldugu kullardan varsa; olanlarin yuzusuyu hurmetine bizler de affediliriz. Sadece bu umut icin bile CEMAAT halinde yasamak buyuk bir lutuftur…