5 Kas 2007

Namazı Dosdoğru Kılmak

İnsanları emr-i bil maruf nehyi anil münkerden uzaklaştıran şeytan ve dostları, namaza da müdahale etmişler ve bu müdahaleye maruz kalan insanlar, namazın anlamından uzak bir konuma düşmüşlerdir.
Nitekim halkında müslüman olan ülkelerde yaşayan birçok insan namaz kılmakta, fakat ne var ki kıldıkları namazdan gafil bulunmaktadırlar. Kuran-ı Kerim ifadesiyle bu kimseler namazlarında yanılgıdadırlar, ne için nereye yöneldiklerinin, ne yaptıklarının bilincinde değildirler.

§ İşte (şu) namaz kılanların vay haline, ki onlar namazlarında yanılgıdadırlar. Onlar gösteriş yapmaktadırlar. (107-Maun 4...6)

Müslümanların en görkemli ve en anlamlı ibadeti olan namaz, günümüzde ne yazık ki önemini ve etkinliğini kaybeden bir eylem durumuna getirilmiştir. Namaz kılmayı veya hacca gitmeyi ticari bir bonservis olarak kullananları bir kenara bıraksak bile, samimi müslümanlarda da namaza ilişkin yanılgılarla karşılaşabiliyoruz.

-Ne yapmalı?- sorusuyla yanınıza gelen bir müslümana ; -öncelikle dosdoğru namaz kıl- dediğinizde, bir el havada sallanmakta ve ; -Zaten namaz kılıyoruz- şeklinde basit bir cevap verilmektedir !.

Oysa ki bu namaz,
Mekke dönemi müslümanlarının en büyük eylemlerindendi. Bu kutlu müslümanlar dosdoğru kıldıkları namaz ile cahili pisliklerden temizleniyorlar, dosdoğru kıldıkları namaz ile dosdoğru bir Rabbani kimliğe kavuşuyorlardı.

§ -Herhangi birinizin kapısında günde beş defa yıkandığı bir nehir olsa, o kimsenin üzerinde kir kalabileceğini tasavvur edebilir misiniz?- buyurunca Ashab; -Kir kalamaz- dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.); -İşte beş vakit namaz da böyledir- buyurdu.(Sünen-i Nesei 461)


Cahili toplumlarda yaşayan müslümanlar, bu cahiliyeden kaçınılmaz olarak etkilenmektedirler. Bu müslümanlara sosyal yaşantıları esnasında cahiliyeden birçok izler, birtakım pislikler bulaşmaktadır. Böyle bir konumda bulunan müslümanların öyle namaz kılmaları gerekir ki, kılacakları bu namaz ile Rabbani iklimi teneffüs etsinler.
Allah?ın huzuruna durdukları zaman, neleri terkettiklerini bilsinler. Yöneldikleri kıbleye, vücudlarıyla, akıllarıyla, fikirleriyle, kalbleriyle, her şeyleriyle yönelsinler .
Rabbim şahiddir, muhtacız böylesi namazlara!.

Havaya, suya, ekmeğe muhtaç olmamızdan daha fazla, çok daha fazla muhtacız böylesi namazlara. Çünkü böyle kılınan namazlarda temizlenebilecek ve böylesi namazlarda dirilebileceğiz ...

Evlerinizde namaza durmazdan önce düşünün!..
Resulullah (s.a.v.) o sırada evinizin bir odasına teşrif etmiş olsa, Resulullah (s.a.v.)?in bulunduğu odaya, onun huzuruna nasıl girersiniz?

Bunu düşünün!..
Vücudunuzun heyecanla titremesini, kalbinizin saygıyla çarpışını dinleyin!. Sonra seccadenize bakın!. Kendi kendinize ; -Şimdi Resulullah (s.a.v.)in huzuruna değil, onun ve hepimizin Rabbi olan Allah (c.c.)ın huzuruna çıkıyorum!? diyerek kendinizi uyarın, ikaz edin.

Korkarak, titreyerek, severek, sevinerek girin Onun huzuruna. -Allahuekber- diyerek Onu tekbir ettiğiniz zaman, Onun dışında kalan herşeyin küçüklüğünü, acizliğini bir kez daha idrak edin.

Namaz boyunca Rabbinizle konuşmanın, Rabbinize sığınmanın haşyetini teneffüs edin.Ve açın ellerinizi, isteyin Rabbinizden, Ondan isteyin, Malik-ül Mülkten isteyin, Rahman ve Rahim olandan isteyin...

Kendinizi unutup, kardeşleriniz için isteyin, garipler, mustazaflar, muvahhidler için isteyin.. Sonra doğrulun seccadenizden ve dosdoğru kimliklerle, dosdoğru eylemlere doğru yürüyün.. İnsanları kurtarmaya ve gerçek kurtuluşa doğru yürüyün!...

Kaynak: Mehmet Alagaş: Dünden Bugüne Şeytan ve Dostları. İnsan Dergisi Yayınları (10.Basım).

Hiç yorum yok: